Açık uçlu oyunlara oldum olası büyük bir sempati duyarım. S.T.A.L.K.E.R., Oblivion, Fallout... FarCry 2 duyurulduğu, özellikleri açıklanmaya başlandığı günlerde de çok heyecanlanmıştım. Hem oyun -pek fazla kullanılmamış bir mekan olarak- Afrika’da geçecekti! İstediğimizi yapabileceğimiz koskaca bir dünya...  Far Cry 2 Afrika’da, iç savaş yaşanan bir ülkede geçiyor. UFLL ve APR arasındaki savaş, ülkeye çok büyük zararlar getirmiş. Halk yoksul, güvenlik yok, ticaret belli tekellerin elinde.  Ve bu lanet ortamın içinde(her zaman olduğu ve olacağı gibi) her iki tarafa da silah satan “The Jackal”(Çakal) adında, iki yüzlü bir adam, halkın sefaletinden, savaştan kendine pay çıkarıyor. Bizim görevimiz ise basit; Çakal’ı bulmak ve öldürmek...

 Oyun bize oldukça büyük ama aynı oranda da boş bir dünya sunuyor. Her adım başı devriyenin gezdiği, vahşi hayvanların cirit attığı, baronların şatolarının olduğu bu dünyada pek fazla merak edilecek, araştırılacak birşey yok denilebilir. Keşfedilecek yerin azlığına, bir de her 200 metrede bir eli silahlı adamların çıkması eklenince oyundan kolayca soğumanız olası. Ben oyunun başlarında devam etmek için çok büyük bir itici güç aradım kendimde. Gerçekten çekilecek gibi değildi çünkü. Ama ilerleyen safhalarda, hikaye de derinleştikçe, oyuna daha da çok ısınabildim.

 Az önce dediğim gibi, oyunda  birkaç tane dostlarımız olacak. Bunlar bize görev öncesi bilgi sağlayabiliyorlar. Ayrıca eğer çatışma esnasında yaralanırsak, yardımımıza koşabiliyorlar. Tabi ki saçmasapan bir sistem işliyor burada. Düşünün, karşımda 10 kişilik isyancı birliği var. Köşede sıkışmışım, yediğim bir kurşun sonrası bayılıyorum. Ama o da ne? Arkadaşım elimden tutarak beni güvenli bir bölgeye sürüklüyor. Yahu arkadaşım, ne zaman haberin oldu? Ne çabuk geldin? Ve beni sipere çekerken kabak gibi ortada kalıyorsun, neden kimse seni vurmuyor? Madem değişik birşey yapılmak istenmiş, adam gibi yapılsaymış...

 Koskaca(ama bomboş) haritayı tabanvay ile tepmek çok zor olurdu bizim için. Bundan dolayı otomatik tüfekli arabalardan tutun da, yarış arabalarına kadar 4-5 farklı çeşitlik araba yelpazesi var. Her adım başı bulunabilen bu araçlara girip çıkmak serbest. Anahtar gibi bir derdi yok bunların. Ayrıca haritanın 4 köşesinde bulunan otobüsler ile de hızlı seyahet edebiliriz.

Grafik motoru Dunia adında(Dünya), oldukça kaliteli bir motor.  Orjinal Crysis motorunun sadace%2’sini kullanıyor.  DX 10 ve 9 desteği var. Ayrıca güneş yansımaları harika gözüküyor. Özellikle gün batımları ve doğumlarında insanın gözü gökyüzünden ayrılamıyor. Ama gölgelerdeki rezaletlik gözümden kaçmadı değil. Gölge değil, resmen zifiri karanlık. Gölgenin olduğu bir bölgede hiçbir şey göremiyoruz. Bunu yenmek için gölge detaylarını biraz kısabilirsin. Ayrıca ekran kartınızın en son sürücülerini yüklemeyi sakın unutmayın. Çok büyük performans artışı yaşatıyor.